André Gorz MADDESİZ Bilgi Değer Sermaye




ANDRE GORZ, Filozof, FR-2003, TR-2011, Ayrıntı Yayın, Çeviri(İng): Işık Ergüden, 105 sf.




-Grundrisse kitabında, kapitalizmin ancak ÜRETİMİN AŞILMASIYLA değişebileceği; zenginliğin de emeğe (üretim için gereken değişken sermaye) bağımlılığını azaltarak, BİLİM-TEKNOLOJİ araçlarıyla (üretim için gereken sabit sermaye) bağını artıracağı öngörülmüştür.
Emeğin zorunluluklarından özgürleşen, BOŞ ZAMAN BULABİLEN İNSAN BEYNİNİN de sabit sermayeye (teknoloji) dahil olacağını ve zamanla onu da aşarak yeni bir İNSAN(BİLGİ) SERMAYE’ye dönüşeceği ileri sürülmüştür. 


-Bugünün dünyası, öngörülenlerin gerçekleşmekte olduğunu, kapitalizmin yerini MADDESİZ denilen, İNSAN(BİLGİ) SERMAYE”nin POSTMODERN kapitalizm formuna bıraktığını göstermektedir.



-Artık çoğu üretim için sabit sermaye olan BİLGİSAYARLARIN yaygınlaşması, üretilenlerin ve bireysel faaliyetlerin ORTAKLAŞILMASINA  zemin sunmaktadır. Üretim İNTERNET üzerinden DOĞAÇLAMA POLİFONİK BİR KORO zemininde gerçekleşirken, paralelinde bir BİLDUNG, yani İNTERNET DÜNYA KÜLTÜR TOPLUMU oluşmaktadır. 
-Bu kompüterize yeni üretim şekli interaktif olup, birey çalışma-üretmeye katkı sağlarken,  ÇALIŞMA-ÜRETME de BİREYE KATKI sağlamaktadır. Yani BİLGİNİN ÜRETİMİ İLE TÜKETİMİNİN ÇAKIŞTIĞI bu durum, üretim ve tüketimin farklılığı üzerine kurulu olan kapitalist işlerlikte potansiyel açmazdır.
-Bu yeni kompüterize üretim şeklinde ÇALIŞANLAR, şirketin ve SERMAYENİN PARÇASI ve GİRİŞİMCİSİ olarak görülmekte; şirketler çalışanların TÜM NİTELİKLERİNİ-KÜLTÜR BAGAJLARINI (davranış özellikleri, ifade yetenekleri, hayal güçleri, oyunları, sporları, sanatla ilişkileri ve kavgaları dahil) İÇSELLEŞTİRMEKTEDİR. Onlardan adanmaları, motivasyon-öznellik-insiyatif yaratmaları beklenmektedir. Çalışmak, ARTIK KENDİNİ ÜRETMEKTİR ve İNSANIN TÜM FAALİYETLERİNE dönüşmektedir (Daimler-Chrysler personel yöneticisinin tanımlamaları). 


-Şimdiye kadar ÇALIŞMA DIŞINDA yaptıklarıyla  RUHUNU KURTARMAYA ve kendini mesleki olarak yaptıklarından DAHA DEĞERLİ hissetmeye çalışan insan, bugün artık KENDİSİ SERMAYE-İŞLETME olurken, İŞ-HOBİ İKİLİĞİNİN ötesine geçebilir. 

İşgücünü SATABİLMESİ,  SÜREKLİ YENİLEYECEĞİ KARŞILIKSIZ, GÖNÜLLÜ ÇABAYA bağlıdır ve sürekli kendi SAĞLIĞINI, HAREKETLİLİĞİNİ ve BİLGİLERİNİ GÜNCELLEMEYE, hobilerini işine katmaya özen gösterecektir.



Artık HAYAT BUSINESS, KİŞİNİN KENDİSİ İŞLETME olmaya başlamış; herkes ticaret yapmakta, KENDİNİ PAZARLAMAKTA ve geliştirmekte, yani HAYATIN TAMAMI SERMAYELEŞMEKTEDİR.






BİLGİ EKONOMİSİNDE bilginin değeri, hiç olmadığı kadar İKNA edebilmeye (güvenilir, özgün, etkin) bağlı hale gelmiştir.





Emeğin yerini almakta olan BİLGİ/ZEKAnın, NİTELİKSELLİĞİ ve AŞIRI ÇEŞİTLİLİĞİNDEN dolayı evrensel bir ÖLÇÜ değeri YOKTUR; güneş, yağmur benzeridir. 

Sermaye, bu niteliksel/çeşitliliğin fiyatlandırılma açmazını, bilgiye EL KOYARAK ve tüm üretilenleri özel mülkiyeti haline getirerek kullanır.  


İNTERNET olanakları, yönetim/örgütlenme izleme/kaydetme,/görüşme kalemindeki sabit sermaye giderlerini ve çalışanları  azaltmıştır.

-Emeğin (değişken sermaye) azalması ve sabit sermaye (teknoloji) giderlerinin artmasıyla karı azalma eğilimi olan şirketler, sabit sermaye giderlerini azaltmak için “KULLAN-SAHİP OLMA” (Use It, Don’t Own It” politikasını izleyerek demirbaşlarını elden çıkarmaktatır. TEDARİKÇİ ve KİRALAMA üzerinden karlarını artımaya çalışan şirketler (Nike’ın elinde hiçbir sabit sermayesi yoktur) artık SADECE TASARIM YAPMA formatına çekilmeye çalışmaktadırlar.



-Bu yöntemler sonucunda
“ÇOK AZ ELDE BİRİKEN” “AŞIRI PARA”, tükettirme özendirmeleriyle ülkelere ve kişilere KREDİ ve BORÇ pompasını çalıştırarak GELECEKLERİ İPOTEKLEMEKTEDİR.  


-Sermayenin TÜKETİM YÖNLENDİRMELERİ, pratik ihtiyaçlar ve akılcı tüketimin ötesine geçmeli, bilinç-ötesine ve akıldışılığa hitap eden ARZULAR yaratmalı, kişilere BİRİCİKLİK  hissettirmelidir  (feministlerin 1920’lerde  erkek  egemenliğine kadınların dışarıda SİGARA içebilmesi ile meydan okuması reklamı, sigara tüketimini patlatmıştı-Freud’un yeğeni E.Barnays’ın düşüncesi-). 



Yönlendirmenin diğer amacı ise, insanları TÜKETİM ARZUSUNDA UYSALLAŞTIRARAK YÖNETMEK‘tir (E.Barnays). Aslında BİLİNÇ-ÖTESİNE böylesi yöntemlerle EL KOYMAK, TOTALİTER zihiniyetin görünmeyen yüzüdür. MARKA/ŞİRKET iktidarları, devlet-kilise-okuldan daha etkili oldukları KUŞAKLAR YARATMAKTADIR.


Yöntem olarak kullanılan REKLAM sanatsaldır, NESNEYE ÖZNE SAĞLAR ve YENİ TOPLUMSALLAŞMALAR KURAR.
MARKA, ünlü birini veya eseri kullanarak, onların yanına kendini monte ederek, ONLAR GİBİ MÜKEMMELMİŞ havası yaratır.

-Diğer taraftan, BİLGİSAYAR-YAZILIM sektöründe üretilenler, sahiplenilmeye, ortak ve karşılıksız kullanıma (LINUX) elverişlidir ve yaratımlar için tek MOTİVATÖR, insanların KİŞİSEL GELİŞİM ARZULARIdır. Yani sempatik ilişkiler kurmak, birlikte hareket etmek, farklı olabilek, TOPLUMSAL OLARAK DEĞER VERİLEN BİRŞEYLER ORTAYA KOYMA ARZUSUDUR; GÖNÜLLÜ İŞBİRLİĞİ ETİĞİDİR MOTİVATÖR.



Bu anlayış (açık yazılımlar ve sosyalist anlayışlı hacker’lar) KAPİTALİZME ALTERNATİF GELİŞTİRME ve HERŞEYİ BELİRLEME YETENEĞİNİ SERMAYENİN ELİNDEN ALMA talebidir.


Üniversite diplomalı gençlerin 1/3‘ünün, üniversite diploması gerektirmeyen işlerde çalıştığı ortamda, yeni oluşan POSTENDÜSTRİYEL PROLETERYA, “YÜKSEK ÖĞRENİMLİ ASİLER”den oluşmaktadır. Sermayenin emrindeki yüksek teknoloji çalışanlarını, genç yaşta TÜKENMİŞLİK (burn out) sendromu ele geçirmektedir. Bunun yerine, giderek artan oranda, daha fazla paradansa DAHA FAZLA BOŞ ZAMANI (yarı-zamanlı çalışmayı) tercih eden, VİTES KÜÇÜLTEN (downshifters), sınıflarını gönüllü olarak terk eden gençler ortaya çıkmaktadır.


KONSENSUSLA DEMOKRASİ prensibi ile hareket eden MERKEZSİZ YATAY AĞLARIN HİYERARŞİK OLMAYAN YAPISI, sistemin içinde yayılacak kadar BULAŞICIDIR; sistem için EN TEHLİKELİ VİRÜSTÜR.


-Herkes için, KOŞULSUZ-GARANTİLİ YAŞAM GELİRİ, yeterli olması halinde, ÇEVRE ve DOĞANIN KORUNMASINA yönelik ittifakları mümkün kılan, GELİŞME/YARATMAYA olanak sağlayan İNSANİ bir fikirdir; işsizler ve geçici işçiler için HEPİMİZ POTANSİYEL İŞSİZİZ, HEPİMİZ POTANSİYEL GEÇİCİ İŞÇİYİZ kolektif bilinci geliştirilmektedir.

-Bilim insanlarınca TANRIYLA AYNI DİLDE eserler yarattığına inanılan MATEMATİK, kendi yasalarına göre işleyen MAKİNELER yaratabilir, HATALARI ÖNLEYEBİLİR, insanın YARATICILIĞINI yükseltebilir.



Bununla birlikte HUSSERL’e göre (1936) MATEMATİKLEŞME, DOĞAL-SEZGİSEL olanın karşısına, sezgiyi hiçe sayan ölçüde BİLGİNİN ÖZERKLEŞMESİNİ koyar ve BEDEN HAPİSHANESİNDEN KURTULMUŞ“, hesap için gerekmeyen herşeyi devredışı bırakan bir zihin hedefler.

-Husserl’i doğrular şekilde BİLİM-BİLGİ dünyası, doğal-hissedilir dünyaya karşı olmaya, BİLGi ile SEZGİ arasındaki UÇURUMU artırmaya başlamıştır. DOĞAYA EGEMEN olma amacıyla doğayı HARABEDEN ve insanlığı bu tahakkümün hizmetine girmeye zorlayan TEKNO-BİLİMSEL MEGA-MAKİNE, daha çok şey bilen ama DAHA AZ KAVRAYAN CEHALET TOPLUMLARI yaratmaktadır. Bu mantıkla TEDAVÜLDEN KALKMAYA YÜZTUTAN İNSAN, çaresizliğini sakinleştiriciler peşinde koşarak gidermeye çalışmaktadır.
BİLİM‘in nihai amacı TESADÜFİLİĞE BAŞKALDIRMAK, ana rahmi yerine koyacağı yapay yöntemlerle İNSAN ÜREMESİNİ KONTROL altına almak ve ANNENİN tek uçlu gücünü sonlandırmaktır. Yani Bilim-Teknoloji aslında MAŞİSTTİR (anti-dişi). Bu ruh aslında KAPİTALİZMİN RUHUNA YAKINDIR: TESADÜFİLİĞE DÜŞMANLIK, GÜCÜ ve KONTROLÜ elinde tutma talebi, YAPAY YAŞAM (G.D.O.; rahim dışı gebelik) ve YAPAY ZEKA.
BİLİM ve SERMAYE, çok fazla olan ortak yönleriyle birbirlerinden yararlanırlar. Her ikisi de SAF GÜÇ peşinde olup, her türlü BELİRLENMEYİ AŞMA ve HER ŞEYİ BELİRLEME vasfındadırlar. Aslında bu kontrol talebi, BİLİMİN DEĞİL, dünyayı METALAŞTIRMAK ve metaları TEKELLEŞTİRMEK isteyen SERMAYENİN PROJESİDİR.
YAPAY ZEKA peşinde koşanların başında yer alan Kurzweil, YOLUN ÇİZİLMİŞ OLDUĞUNA hükmederek, geliştirilmiş NANOROBOTLARIN damardan gönderilmesi ve NÖRONLARIN ve SİNAPSLARIN KOPYALARININ çıkarılmasıyla YAPAY NÖRONLARIN üretilerek İNSANA TRANSFER edileceğini; hatta bu transferlerin yapılmadığı insanların, robotların zekasına boyun eğeceğini ileri sürmektedir.
Kurzweil, uzun vadede ise POST-İNSAN SİBORGLAR ile ROBOT-İNSANSI ANDROİDLER arasındaki farkın silineceğini öngörmekte; çok karmaşıklaşan dünya ile ancak çok gelişkin makinaların başedebileceğini, onların yönetiminin çok seçkin bir HIGH-TECH BAŞRAHİPLER grubunun elinde olacağını, siborglaşmayan sıradan insanları ise EVCİL HAYVAN statüsünün beklediğini iddia etmektedir.

-İnsanları yeniden şekillendirmek üzere GENETİK-KLONLAMA OLANAĞI mevcuttur ve yeni insandan SERMAYE açısından en büyük beklenti PERFORMANS ve BAŞARABİLME yeteneklerinin artırılmasıdır. Sermaye bizden, KENDİ KENDİMİZE GELİŞTİRDİĞİMİZ BENLİĞİMİZİ, PATENTLERE TERKETMEMİZİ İSTEMEKTEDİR. Kurzweil bunların, insanın herhangi bir öznelliği gibi algılanacağını ve insanın yeni vasıfları içselleştirmekte sorun yaşamayacağını ileri sürmektedir.
Fakat transfer edilenlerin DOĞALLIĞIMIZIN DIŞINDA ve BAŞKALARINCA İMAL edilmiş olması önemlidir. Yani BİZİ BİZ YAPANLARDAN DEĞİLDİRLER ve biz ONLAR TARAFINDAN BELİRLENİR, ÜRETİLİR hale dönüşürüz. İnsani SEÇME özelliğimiz ortadan kalkmış, ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ önceden ÇALINMIŞ olacaktır.




Kant’ın DOĞUM DİKTASI diye tanımladığı hal gerçekleşmiş, KİŞİNİN KENDİNİ YARATMASI SÜRECİ ELİNDEN ALINMIŞ, BİRİCİKLİK ve ÖZERKLİK YOK EDİLMİŞ olacaktır. Artık yeni insan (?), programlanması gereğince mi yoksa özgürce mi karar aldığının KAYGISI altında kalacak; ÇOCUK için EBEVEYNİ ile EŞİT olma şansı ortadan kalkacaktır (J.Habermas).






Programlamanın anne-baba rızasıyla yapılması halinde, “ISLAH EDİLMİŞLER” ile programın uygulanmadığı VAHŞİLER arasında bir AYIKLANMA ve HİYERARŞİKLEŞTİRME MAKİNASI işleyecektir. Programlama kararının toplumsal bir sistem tarafından yapılması halinde ise STANDARTLAŞTIRICI DEVLET-BİLİM ortaya çıkacaktır. Tuzaktan kaçış yoktur ve KASTLAŞMA ve KÖLELİK KAÇINILMAZDIR.


-Yaşamsal bir DÜŞÜNCE REFORMUNA ve İŞBİRLİĞİ STRATEJİLERİNE acilen ihtiyacımız vardır. Aksi halde ortaya çıkacak olan CANAVARLARIN, insan türünün sonunu getirme RİSKİ mevcuttur. Zihin reformunun kilidi BİLİMİN SERMAYEDEN ÖZGÜRLEŞTİRİLMESİNDE yatıyor. Bu özgürleşmenin yöntemleri ise İNTERNET üzerinden geliştirilebilir. Sermaye bilimden vazgeçemez olsa da BİLİM SERMAYEDEN ÖZGÜRLEŞEBİLİR ve ARALARINDAKİ İTTİFAK son dönemlerde ÇATLAMAYA BAŞLAMIŞTIR.



Categories: Andre Gorz, Bilgi Değer Sermaye, MADDESİZ | 4 Yorum

Yazı dolaşımı

4 thoughts on “André Gorz MADDESİZ Bilgi Değer Sermaye

  1. Ferdaciğım muhteşemsin

    Bukadar zamanı nasıl buluyorsun

    Sevgiler
    ACAR

    Beğen

  2. Nezaketine çok teşekkür ederim Acar Abi, sağlıcakla kal.
    FNK

    Beğen

  3. Reel durum saptamaları, gelecek ve karşı ütopya projeleri ile dolu bir eserden notlar ve sentezler için teşekkür ederim….
    Bekir

    Beğen

  4. MADDESİZ, Bence yeryüzünde yazılmış en önemli kitaplardan biri. Ferda

    Beğen

Yorum bırakın

WordPress.com'da Blog Oluşturun.