Dünyada TEK ve SANAL PARA, Ferda Nihat Köksoy

İlk para-Lidya (MÖ 6.yy)

 Günümüz insanlığının ezici çoğunluğu (son 15 yılda, ücretli insan sayısı, tam 2 kat artarak 1.46 milyardan 2.93 milyara ulaşmıştır)  istediği işi-faaliyeti, istediği zaman ve mekânda icra edemez durumda olup; para için zorunlu olarak yaptıklarıyla, “işine-insanlarına-kentine-kendisine” yabancı, tahammülsüz ve hınçlı bir hale gelmektedir. 

                                                                                  

İnsanlar tarafından yapılmakta olan işlerin önemli bir kısmı ise, insana dair yaratma boyutu taşımayan, bedensel ağırlıklı, tekrara dayalı ve makineler-robotlar tarafından da gerçekleştirebilecek işlerdir.

Yaratma boyutu taşımayan iş-üretim-denetimlerin makinelere devredilmesi, insanlığı daha özgür kılabilir. “İş adamı-kadını” olan küçük bir insan grubu, benzer şekilde, işleri orta ve alt gelir sahibi insanlara devrederek, tüm insanlığın layık olduğu, “sadece istediklerini yaptıkları bir özgür yaşam” elde etmiştir.                                                                                            

Önermeye çalıştığım, iş adamlarının-kadınlarının” emekçilere devrettiklerininrobot-makinelere devredilmesiyle zorunlu emeğin özgürleştirilmesidir. Japonya’daki ev hastalarına ve yaşlılara bakabilenrobotların evin diğer insanlarına sağladıkları, anlatmak istediğime örnek oluşturmaktadır.                                                 


Orta ve alt gelirli insanların makineler yerine kullanılması tahakkümünün zemininde, “para ve mülkiyet ilişkileri” yatmaktadır.  


 
“Devlet kontrollü serbest (!) piyasa”, makina yapan makinalara yatırımla insanı zorunlu emekten özgürleştirmek ve bu makinalarla herkese yetecek herşeyi ucuza üretmek  yerine, insanlık-dışı ücretlerle ucuz insan emeğini sömürmeyi, kamuya ait alanları-doğayı acımaksızın yutmayı ve parayla para kazanan finans oyunlarıyla” yarattığı borçları, devletin gücüyle orta-alt gelir gruplarına rücu etmeyi sürdürmektedir.  


 

Para oyunlarının asli merkezleri ise, vazgeçilmezmiş gibi beyinlere kazınan para nesnesinin kendisi ve para basma hegemonları olan merkez bankalarıdır.


Tek tanrılı 3 büyük dinde de yasak (!) olan “para ile para kazanma olanaklarının azaltılabilmesinin”ilk adımı, dünyada tek ve sanal para birimi” kullanılması talebi olabilir. Böylece “döviz değişimi,  karşılıksız para basma, kayıtsız ekonomi” gibi haller minimalize edilip, “yeni” reel üretim ve şeffaflık artırılabilir.

Para ile para kazanma yöntemlerinin azaltılması ile artabilecek olan “yeni” reel üretim, insanın istemeksizin yaptığı tekrara dayalı işleri devralacak olan ileri nesil kompüterlerin, robotların ve makine yapan makinelerin yapımını hızlandırabilecektir.  
 

Zamana ve istediği işleri yapabilme olanağına sahip olan insanoğlu, HAYATINDA İLK KEZ, NE YAPACAĞI HAKKINDA DÜŞÜNMEK İÇİN ÖZGÜR OLACAK(H.Marcuse) ve özgürlük-eşitlik-doğrudan demokrasiye gidebilecek zeminde, biyolojik-ekonomik temelli adaletsizlikleri, asimetrileri ve hegemonyaları tasfiye edebilecektir.



NOTLAR:

Bilim ve teknolojinin eşitleştirici vasfı, sadece yürüme engelli insanlara göre kaldırımlar düzenlenmesi veya görme engellilere alfabe/iş olanakları geliştirilmesi ile yetinmeyip, o insanları yürütmenin ve gördürmenin peşinde olmasıyla, insanın en büyük dayanağıdır. Amaç, özerk bilim kurumları var ederek, bilimi herkes için bu amaca yöneltmek olmalıdır.

Sanal para ve bankalar için tüm teknolojik alt yapı kredi kartları ve cep telefonları zemininde mevcuttur; bu teknik, tek ve sanal para kullanımı halinde özerk ve evrenselkılınabilir.
Tek para, başta Keynes’in sanal olmayan Bancor’u olmak üzere, birçok insan tarafından önerilmiş bir modeldir. 

-Yapmak istediğim, zenginlerin denetiminde ve onların çıkarları doğrultusunda giden ekonomik-teknolojik rotanın, şeffaf ve herkese imkanlar sağlayabilecek yöne çevrilebilmesine katkı sağlayacağını düşündüğüm bu olanağı, tartışmaya açmaktır. 

-ASLİ TALEPLERİMİ yazıp, makaledeki önermenin, bunlara destek  anlamında okunması gerektiğini belirtmek istiyorum
Eşit-Özgür ve Zorunlu Çalışmayan bir İnsanlık; Evrensel Adalet; Dünya Vatandaşlığı;  Silahsızlanma; Doğrudan Demokrasi; Yerinden, Yerel ve Evrensel Bağlantılı Yönetişim; Yaşayabilme Geliri Garantisi; Gelire Oranlı Dolaysız Vergi; Oyuna-Ötekini Anlamaya-Sanata-Eleştirel Akla-Yaratmaya Dayalı Eğitim; Kültürler-Özneler-Bilimler-Meslekler-Partiler-Örgütler Arası Geçişkenlik; Bilim Merkezleri, Üniversite ve Media’nın Tam Özerkliği ve Kalite Kontrollerinin/Çalışanlarının Seçiminin Evrenselliği; Mülkiyetin Anlamsızlığı vb.

UMUDUN, HAYALİN ve TARTIŞMANIN olduğu yerlerde YEŞEREBİLECEĞİNİ düşünüyorum 

***Görüş bildirmek isteyenlerin yazdıklarını, “istedikleri takdirde” bu blogda yayınlayabilirim.



Categories: Dünyada TEK ve SANAL PARA, Ferda Nihat Köksoy | 10 Yorum

Yazı dolaşımı

10 thoughts on “Dünyada TEK ve SANAL PARA, Ferda Nihat Köksoy

  1. Ferda yazını okudum şimdi, sonra daha dikkatli de okurum. İlk tepkilerimi vermek istiyorum, sadece istediğini yapan yani senin idealleştirdiğin insanlardan biri olarak. İş, rutin hayat, yaşlılarla ilgili sorumluluk almak… bunların insanı mutsuz ettiğini robotlara devredilmesi gerektiğini yazmışsın. Keşke Ayşehri isimli romanımı okusaydın da onun üstünden tartışabilseydik. Birincisi bunlar üzerinden hem mutsuz hem mutlu olunur, hayatın hamurunda hem siyah hem beyaz vardır, bunda ne var ki! Bizi mutsuz edenler listesine kadınlar tarafından sıklıkla alınan erkeklerin dünyanın bir yarısında yaşamasını ve cinsel hayat da dahil olmak üzere kadının bir kadına yeteceğini iddia eden bir grup feministi getirdin aklıma. Daha önce gönderdiğin, iş'in önemini anlatan, iş'in kendisi için iyi yapılması üzerinden ahlak öneren metinlerini sana karşı delil olarak sunuyorum.

    İnsanların elinden iş ve rutin hayat alındığında gerçek özgürlüğe kavuşacakları, o özgürlüğe sahip biri olarak kuşkulu geliyor bana, bu bir, ayrıca özgürlük insanlar için korkutucudur, neden evlenir bir odaya girer başka biriyle tüm hayatı paylaşmaya katlanırız, evlenmek zorunda değiliz ki! Neden çocuk yaparız o da özgürlüğümüzü alır. Özgürüğün mutlulukla olduğu gibi mutsuzlukla da ilişkisi vardır. Bu karmaşık bir konudur. Hayatta kendi sonsuz özgürlüğümüz üzerinden tanımlanacak bir mutluluk yok. En azından ben inanmıyorum. Bu konuda son sözlerim de şu: belki de mutluluk hedefli düşünmede bir sorun var. Ve ikincisi: her şeyi robotlara yaptırıyoruz, peki bu arada biz zaman denen canavarla nasıl başediyoruz? hepberaber güzel sanatlarla uğraşıyoruz deme sakın.
    İdealleştirdiğin dünya bir sürü yeni iş yaratmış zaten: robot programlama, yeni isteklere cevap verecek yeni robot projeleri oluşturma… robot üretim konusunda gücü elinde bulundurma ve en çok satma hedefi üzerinden, bunu hedefleyen manevralarının doğuracağı yeni işler… Yani evdeki hesap çarşıya uymaz.
    tülay güzeler

    Beğen

  2. Samimi düşüncelerini paylaştığın için çok teşekkür ederim Tülay.
    Çekincelerin benim için de aynen geçerli elbette; ben de yaşamın iki yönünün birlikte var olduğunu bellemiş olacak yaştayım.
    Derdim sterilizasyon çağrısı falan değil; sadece zahmetsiz para oyunlarını azaltmanın, bilimin kullanımının herkes için olmasına katkı sağlamanın, hepsinden önemlisi de ZORUNLU ÇALIŞMA denilen illetin insanı insanlıktan çıkarmakta olmasına isyan etmenin peşindeyim.
    Evlerdeki yaşlılar için ömürlerini feda eden insanları (büyük çoğunlukla kadınlar), göremeyen-yürüyemeyen insanları, kapana kısılmış gibi ev-trafik-iş-trafik-ekran dışına çıkamayanları (kendim dahil) düşündüğümde, senin kadar kendi haline bırakılmışlıktan ve mevcut mutsuz yanları içselleştirmiş insan olarak yaşamaktan pek haz edemiyorum doğrusu. Belki de başka türlüsü MÜMKÜN diye düşünmek istiyorum.
    ÇARESİZCE MUTSUZLAŞTIRILMAYA, üç kuruşlar için hayatların ıskalanmasına itiraz etmek istiyorum.
    Sağlıcakla kal.
    Ferda

    Beğen

  3. “Daha önce gönderdiğin, iş'in önemini anlatan, iş'in kendisi için iyi yapılması üzerinden ahlak öneren metinlerini sana karşı delil olarak sunuyorum”. cümlesine yanıt yazmayı unutmuşum, kusura bakma lütfen:
    Sennett'in tanımladığı “İş”ten benim anladığım, insanı içine alan, kendisinden bir şeyler katabileceği, zamanına ve mekanına kısmen de olsa müdahale edebileceği, dönüşüp-dönüştürebileceği, yani en azından zanaat halleri. Yoksa, birkaç yıl öncesine kadar köprü girişlerindeki kulübelere hapsedilen, marketlerde torba dolduran, kasa başlarında boğulan, kapı önünde gece bekçiliğine, üretim bantlarından geçenleri ayıklamaya veya her 5 dakikada bir hasta bakmaya mahkum edilen insanlık dışı haller değil.
    Selam ile.
    Ferda

    Beğen

  4. Sevgili Dostlar,
    Sakın dola gelmeyin! Bitcoin almak için de başta, geçerli para birimlerinden birisiyle ödeme yapıyorsunuz. Kumru hocanımın söylediğine benzer biçimde, para , kıymetlerin değişimine hizmet eden kaydi değerli bir araçtır. Hele hele hükümetler altına (gold) bağlılığını da çözdükten sonra değeri tamamiyle –her mal gibi- arz miktarına ve temsil ettiği kıymetlere bağlı değişen bir “kaime”dir (yerine geçen anlamında). Totolojik bir tanımla kağıt Para, kağıttan yapılmış paradır.

    Kağıt para sistemi gerçekten akıldışıdır ama sağladığı kolaylıklar saymakla bitmez. Öncelikle, devletlere ve hükümetlere önemli ölçüde servetlerden vergi alma olanağı verir. İpin ucu ve değer düşürmenin tadı kaçtığında “paradan kaçma” denilen olay doğar. Herkes ellerindeki değerleri daha istikrarlı bir değişim aracına çevirmeye çalışır. (Geçen mayıs ayında uyanıp tüm parasını ABD Dolarına yatıranlar gibi)

    Bencileyin kapital biriktirmek yerine Kapital okuyan şaşkınlar her şartta “vulnerable”dırlar.İşin kuramını çok iyi bildiklerini sanarlar ama sürekli fakirleşirler! Trampa düzeni , yalıtık ve çok az sayıda ürün tüketen ve değiştiren topluluklarda bir süre idare eder. Bir süre sonra orada da “iktidar” sahipleri çıkar. Gömlek düğmelerini zorla tedavüle sokarlar ve yağınızı, buğdayınızı elinizden alırlar.

    Laf açılmışken bir kelam daha edeyim. Ben, kapitalizmin sadece “finans kapital” tarafına haram diyenleri de anlayamamaktayım. Sınai üretimde yaratılıp gasbedilen artı değer, ticari karlardan kat be kat fazladır diye düşünmekteyim.

    Bu hikaye, ucuz kredi kullanmak isteyen sinai kapitalistlerin ve tüccarların yarattığı bir “hype” olmasın?
    “muasır medeniyetin ilerici unsurları”na da pek güvenmeyelim derim. Daha iyi bir teklif alırlarsa bizi satıverirler!
    Akın Evren (ODTÜ-Edebiyat Kulübü)

    Beğen

  5. kimseye hemen gidip BITCOIN alin dememisken, sadece “boyle bir zihnin” tartisilmasini baslatmak icin yola cikmaya calisirken, yazdiklarim ve derdim ucuz emek somurusune alternatif getirmek iken,
    “Ben, kapitalizmin sadece “finans kapital” tarafına haram diyenleri de anlayamamaktayım.
    Sınai üretimde yaratılıp gasbedilen artı değer, ticari karlardan kat be kat fazladır diye düşünmekteyim.”
    tespitini anlamakta gucluk cekiyorum. boylesi alternatifler aramanin hic anlami yoksa, “kapitali bol bol okuyup; bankalara el surmeyip, tek parayi konusmayip, makinalari ilkel isler icin ucuz emegin yerine onermeyip; vahiy geldigi gun sokaklara dusup, herseye el koyma” sansi kaliyor artı egeri somuruden kurtarmak icin.
    “gunah”la da ilgim olmadi 30 senedir (sadece ironi yapmak istemis ve unlem isareti koymustum), ayaklanip birseyleri mevcut halinden birden daha iyi bir sekle sokulabilecegi dusuncesi ile de.

    ne dogacaksa mevcudun icinden doguyor ve mevcut ise zamanla ve projelerle degisip doguruyor.

    “el koyma” sonrasinda nasil bir alternatifle (NEP benzeri olmayan) somuruyu halledecigimizi konusmanin anlami da yok zaten: “dugme degisimi ile hegemonya tekrar kurulacak” nasil olsa.
    “muasır medeniyetin ilerici unsurları”na da pek güvenmeyelim derim. Daha iyi bir teklif alırlarsa bizi satıverirler!” cumlesi icabinca, “dolar-euro-tl” degisiminin surdurulmesi, muasirdan alternatif gelirse iskillenilmesi, muasir olmayanlardan gelenlerin daha guvenle tartisilabilmesi sonucuyla iyilik ve sagliklar dilerim.
    tanri bankalarimizi, paralarimizi ve ucuz emegimizi korusun.
    ferda

    Beğen

  6. Para, kapitalizm, artı-değer, sömürü, mutluluk, değişim, çalışma, devrim, jakobenlik ile ilgili tartışma ve düşünmeye çağıran yazın ve tartışmalar için kutluyorum.
    Bekir

    Beğen

  7. Merhaba,
    Düşünce ve önerilerin için teşekkür ediyorum.
    Tırnak içindekiler senin yazından…
    “Sevmediği işte çalışma, zorunlu çalışma; yabancılaşma”
    “Bu işleri makine robotlar yapabilir, böylece insanlık özgürleşebilir.”
    “İşlerini daha alt gelir gruplarına yaptırarak özgürleşen insanlar zaten vardır.”
    Piyasa için üretimden vazgeçme, tüketimin teşvik edilmemesi ve zorunlu gereksinim için üretimin artması ile ortaya çıkan özgürleşme, yabancılaşmanın azaltılması kapitalizmden sosyalizme geçişi zorunlu kılar.
    Tek ve sanal para biriminin kapitalizmde tüm dünyada geçerli olması olanaklı mı?
    Tek ve sanal para birimi kapitalist rejimde tüm dünyada yaygın olarak uygulanabilir mi?
    “Para ile para kazanma yöntemlerinin azalması ile artabilecek “yeni reel üretimin artması” robotlar ve ileri nesil kompüterlerin yapımını hızlandıracaktır.”
    Kapitalizmde para ile para kazanma yöntemleri azalmayacağına göre, yeni sistem, sosyalizm değilse nedir? Sosyalizm olmadan bunlar nasıl başarılacaktır?
    Bilim ve teknoloji giderek gelişmekte ve yaşamımıza daha çok girmekte, ancak dünyada eşitsizlik ve sömürü azalmamakta, artmaktadır.
    “Yoğunlaşan kapitalizmde gelişen teknoloji tek ve sanal para için altyapıyı hazırlamıştır, hazırlamaktadır.”
    Sosyalizm de zaten ileri kapitalist aşamayı izleyecek bir sistemdir.

    Maddesiz (Andre Gorz) de, senin notlarında benim sorularımın bir kısmını yanıtı var. Yine de soruyorum: “Postmodern kapitalizm” kapitalizmin bir çeşidi değil mi?

    http://www.kitabinomurgasi.com/2013/09/andre-gorz-maddesiz-bilgi-deger-sermaye.html

    -Grundrisse kitabında, kapitalizmin ancak ÜRETİMİN AŞILMASIYLA değişebileceği; zenginliğin de emeğe (üretim için gereken değişken sermaye) bağımlılığını azaltarak, BİLİM-TEKNOLOJİ araçlarıyla (üretim için gereken sabit sermaye) bağını artıracağı öngörülmüştür.
    Emeğin zorunluluklarından özgürleşen, BOŞ ZAMAN BULABİLEN İNSAN BEYNİNİN de sabit sermayeye (teknoloji) dahil olacağını ve zamanla onu da aşarak yeni bir İNSAN (BİLGİ) SERMAYE'ye dönüşeceği ileri sürülmüştür.
    -Bugünün dünyası, öngörülenlerin gerçekleşmekte olduğunu, kapitalizmin yerini MADDESİZ denilen, “İNSAN(BİLGİ) SERMAYE”nin POSTMODERN kapitalizm formuna bıraktığını göstermektedir.

    Beğen

  8. Postmodern olanı da kapitalizm; ama biraz daha pişip metamorfoza uğramaya yakınlaşmakta olan şekli bence:)
    Tek-sanal paranın tüm dünyada kullanılmasına engel olacak hiçbir şey (zor hariç) görmüyorum ve 10 yıl sonraya bile kalmadan tartışma konusu olmaktan çıkacağını (tüm ülkelerin mecbur kalmasıyla) düşünüyorum.
    Metamorfuzun ismini ne koyarsak koyalım, içeriden gelenin, aşağıdan yukarıya, global ve adım-adım gerçekleşeceğini; bu dönüşümün, tek-sanal para ile paralel gidecek olan kamusallaşan-özerkleşen bilimin katalizörlüğüyle olacağını düşünüyorum.
    Daha doğrusu düşünmek istiyorum; aksi halde barbarlığın yükselişinden başka bir gidiş görmemekteyim maalesef.
    Sevgiler.
    Ferda

    Beğen

  9. Rusya bitcoin'in kullanımını yasaklamış…

    Beğen

  10. Oligarşik yapının başka şekilde davranmasına şaşardım zaten; sağolasın abi, bilgilendirdiğin için.
    Ferda

    Beğen

Yorum bırakın

WordPress.com'da Blog Oluşturun.